Resist the Devil and He Will Flee (Text Only) | Resurrect

KAYIP BOLGE

Bazı Zat-ı Muhteremler…

Değerli okuyucularım…

Uzun bir süredir sizlere yazamıyorum… Sebebini birazdan sizin de anlayacağınız gibi, bazı konuları gün ışığına kavuşturmak için çok derin araştırmalar yapmak zorunda kaldım. Bu yazının kimler için yazıldığı hiç önemli değil! Ama bu yazı muhakkak her Türk Yurttaşının okuması zorunlu bilgilerdir… Bu yüzden bu yazıyı ulaştırabileceğiz kadar çok kişiye ulaştırın!

Sitemiz kısa denebilecek bir zaman içersinde kurulmasına karşın, sizlerin büyük ilgi ve alakası sebebiyetiyle her gün ortalama bin ziyaret gerçekleştiriliyor. Bu bazen üç binin üzerine bile çıkabiliyor…

Ayrıca sizlerden aldığımız yoğun tebrik mesajlarına çok teşekkür ederiz.

Bize olan güveninizi ve desteğinizi, tabiri caizse “2. Kurtuluş Savaşı”mızı verdiğimiz şu günlerde bizlerden eksik etmiyorsunuz. Hepinize ayrı ayrı teşekkürü bir borç biliriz.

Yapılan yorumlardan birkaçına değinmek istiyorum. Mesela RTE ve ABD Gül hakkındaki yorumlar ilgimi çekiyor.

Denilen o ki bizler “Amerika’nın Kurduğu Partiyi” çekemiyormuşuz ve yaptıkları işleri kıskanıyormuşuz. Atatürk bile kendi zamanında hain ilan edilmiş, bizde bu saydığım iki kafadarı suçlayarak aynı işi yapıyormuşuz…

En çok kızdığım nokta, bunları söyleyebilen bir kişinin hangi akla hizmet Atatürk ile bu zatları kıyaslayabilir? Bizleri düşman işgalinden kurtaran büyük bir kumandanı, yaptığı devrimlerle, giriştiği işlerle karanlıkla, cahillikle savaşmaya kendisini adamış bir liderin hangi akla hizmet bu iki kişi ile aynı kefeye konabilir?

Yani bu kişiler hiç mi birkaç kitap okumaz, çevresine şöyle bir göz atma zorunluluğu duymaz?

Sizlerden çok özür dileyerek, Ulu Önder Atatürk’ün yaptıklarıyla, Bu zatı muhteremlerin yaptıkları arasındaki benzerlikleri(!) ortaya koyan bir yazı kaleme aldım… Özür diliyorum çünkü Atatürk gibi Milleti için çalışmış bir insanı, şu ucubelerle kıyaslıyorum. Sizlerden de isteğim o ki, bu bilgileri ezberleyin, adınız soyadınız gibi… Kimin kim için çalıştığı, ne yaptığı, kimin Milleti refaha götürdüğü ortaya çıksın!

Önce internette dolaşan, ve çok anlamlı bir yazı ile Atatürk’üm yaşamını anlatmak istiyorum;

“7 yaşında babasını kaybetti ve yetim kaldı. Yalnız ve içine kapanık biri olarak yaşamaya, oradan oraya sürüklenmeye başladı.8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı. Zamanını tarlalarda kargaları kovalamakla geçirdi.10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde,yeni okuldaki hocasından dayak yedi. Ailesi onu okuldan aldı. Sinirden ve korkudan üç gün evinden çıkamadı.17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay başına bir hücrede hapis yattı.25 yaşında sürgüne gönderildi.27 yaşında kendisinin bir yaş büyük meslektaşı kendisinin de üyei olduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken kendisi hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu.30 yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşmanların eline geçti.Sizlere Atatürk zamanının Ekonomi politikası ile ilgili okuduğum birkaç kitap önereyim;

30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen hastalığından Viyana’da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.

37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu, dağıtıldı.

38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden alındı.

38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı.

38 yaşında beş arkadaşından üçü, onun kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı.

39 yaşında idam cezasına çarptırıldı.

Sonra mı ne oldu?

42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu!”

Bu yazı Mümin Sekman’ın Alfa Yayınlarından çıkan “Her Şey Seninle Başlar” adlı eserinden alındı…

Evet şöyle bir bakılacak olursa - yaptığı devrimlere, kanunlara bakılmadan dahi - Atatürk’ün gerçekten büyük bir kişilik olduğunu söylemek mümkün.

Atatürk bir komutan, bir siyasi lider olması yanında aynı zamanda bir bilim adamıdır da… Atamızın Özel Kütüphanesi’nde 3,144 cilt kitap bulunmaktadır. Bu kitapların hepsinin satırlarında Atatürk’ün çeşitli renkli kalemlerle notlar bulunmaktadır.

Ayrıca Atamız iyi derece de Fransızca, orta derecede Almanca bilmektedir. Bunların yanında Osmanlıca’yı ve Türkçe’yi saymıyorum bile..

Gençken askeri alanda çeviriler yapan Atatürk’ün kendi yazdığı bir Geometri kitabı ve Vatandaşlık ders kitabı bulunmaktadır. 2 ciltlik “Nutuk” eseri ise Kurtuluş Savaşımızın dipdiri bir destanıdır.

Atatürk Cumhuriyet dönemi iktisadi politikaları da kendisinin eseridir. Atatürk’ün karşısında olan iki ideolojiyi de iyice incelediği ve sonunda ne “Liberalizm“i ne de “Komünizm“i benimsemediği biliniyor. Bunların yerine ikisinin de Türk Milleti’ne uygulanabilecek taraflarını alarak üçüncü bir ekonomik program ortaya çıkartmıştır. Bu ekonomik modele “Kemalist Devletçilik” denir.

 

Atatürk’ün Ekonomi Politikası, Prof. Dr. M. A. Aysan, Toplumsal Dönüşüm Yayınları, 6. Basım, İstanbul,2000
Vatandaş İçin Medeni Bilgiler ve Kemal Atatürk’ün El Yazıları, Prof. Dr. Afet İnan, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1939
Devletçilik İlkesi ve Türkiye Cumhuriyetinin Birinci Sanayi Planı, Prof. Dr. Afet İnan, 1933, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1972
Devletçilik ve Günümüzdeki Sonuçları, Atatürk Döneminin Ekonomik ve Toplumsal Sorunları, 1923-1938, Prof. Dr. Emre Kongar, İTİA, İstanbul, 1977

Bu modelle Atatürk Cumhuriyet’i Döneminde;

  • Türkiye İş Bankası açılmış ve böylece ulusal bankacılığın ilk adımı atılmıştır.
  • Uşak’ta şeker fabrikası kurulmuştur.
  • Kayseri’de uçak fabrikası kurulmuştur.
  • Bünyan Dokuma Fabrikası açılmıştır.
  • Ereğli Bez Fabrikası açılmıştır.
  • Nazilli Bez Fabrikası açılmıştır.
  • Aşar vergisi kaldırılmış ve Türk köylüsü ağır bir yükten kurtarılmıştır.
  • Anadolu Demiryolları satın alınarak Ulusallaştırılmıştır.
  • Ulusal Ekonomi ve Araştırma Kurumu kurulmuştur.
  • Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kurulmuştur.
  • Gemlik Suni İpek Fabrikası, Bursa Merinos Fabrikası, Kayseri İplik ve Bez Fabrikası, Eskişehir Şeker Fabrikası gibi pek çok kurum ve kuruluş oluşturulmuştur.
  • Ticaret ve Sanayi Odaları kurulmuş, daha sonra da Türkiye Ticaret ve Sanayi Odaları Kongresi toplanmıştır.
  • Bakırköy Bez fabrikası, Isparta Kükürt ve Gülyağı Fabrikası, Turhal Tütün Fabrikası açılmıştır.
  • İzmit Birinci Kağıt ve Karton Fabrikası, Karabük Demir ve Çelik Fabrikası kurulmuştur.
  • Ereğli Kömür Şirketi, Sirkeci - Edirne Demiryolu Şirketi devletçe satın alınmıştır.
  • T.C. Ziraat Bankası yeniden kurulmuştur.
  • İstatistik Umum Müdürlüğü kurulmuştur.
  • Hükümete iktisadi konularda fikir vermek amacıyla çeşitli meslek kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan Ali İktisat Meclisi kurulmuştur.
  • Birinci ve İkinci Kalkınma Planları oluşturulmuştur.
  • 1927 Yılında Teşviki Sanayi Kanunu çıkarılmıştır.
  • 1930 Yılında Sanayi Kongresi, 1931 yılında da Ziraat Kongresi toplanmıştır.

Sizlere çok daha fazla ayrıntı sunabilirim… Ama zaten yeteri kadar icraat ortaya koydum.

Peki ya Atatürk Osmanlı’dan hangi ekonomik zemini teslim almıştı?

“Demiryolları bizim değildi!
Kömür, şehir ışıkları ve suları, rıhtımlar, limanlar bizim değildi!

“Bu memleketin size ait olduğunu söylüyorsunuz. Neniz var bu topraklarda?” deseler, öz canımızı ve camilerimizi gösterebilirdik!
Değil bankamız, bankalarda çalışan Türk memuru yoktu!
İtalyan, Balkan, 1. Dünya Harbi ve Kurtuluş Savaşı sırasında iç ve dış tahriklerle irili ufaklı 60 kadar isyan olmuştu!
Padişah, halife, vezirler ve paşalar millete ihanet etmişlerdi!
Nice edebiyatçılar, şairler halka sövmüşlerdi!..”
(”Bir gece Karanlığında idi”, Kemalizm ( Atatürk Ülküsünün Bayraklaşan Adıdır) Dergisi, Falih Rıfkı Atay, Türkiye Kemalistler Teşkilatı’nın Fikir ve Yayın Organı, Yıl:1 Sayı:3, Ekim 1962, s.5)

Durum aslında bugünkü ile aşağı yukarı aynı..
Türkiye’ye sadece geçen yıl gelen 17 milyar 817 milyon dolarlık yabancı sermayenin %39,3′ü finansal aracılık, %37’si de taşımacılık, depolama ve haberleşme sektörüne girdi.

Ülkemiz yağmalanıyor… Nasıl mı?

“Amerika’nın Kurduğu Parti” kısa adıyla “AKP” ülkemizde ki hazır kurulu fabrika ve tesislerimizi satmıştır.

Nerde mi kanıtı? Yukarıda söylediğim, 2006′da Türkiye’ye gelen 17 milyar 817 milyon doların sadece 1,8 milyar doları yeni yatırımdır!

“AKP” dönemi icraatlarının en çirkin tarafını söyleyeyim mi?

Türkiye’deki yabancı şirketlerin “%60′ı” AKP döneminde faaliyete geçti…

Ülkemizdeki bankacılık sektöründe, son olarak OYAK Bank’ın satılmasıyla, yabancı payı %50′ye tırmandı…

Ancak ya diğer ülkelerde?

Diğer ülkelerdeki bankacılık sektöründe yabancı payı
Almanya’da %5
İtalya’da %8
İspanya’da %10
Hollanda’da %11
Danimarka’da %17
Fransa’da %19
Yunanistan’da %20

Bankacılık sektörünün yanı sıra sigortacılık sektöründeki 10 büyük şirketin 7’sinde yabancılar hakim ortaklar…

Ülkemize son 5 yılda 10 Bin 527 yabancı şirket geldi.. Peki ya diğer ülkelerde durum nasıl?

Yorumu size bırakıyorum…

Ve ekliyorum; Ülkemiz borsasının %70-80 kadar payı da yabancılar elindedir

AKP 5 yıllık iktidarı boyunca;

1. TAKSAN,
2. GERKONSAN,
3. SEKA Afyon İşletmesi,
4. SEKA Balıkesir İşletmesi,
5. SEKA Çaycuma İşletmesi,
6. SEKA Kastamonu İşletmesi,
7. SEKA Aksu İşletmesi,
8. SEKA Taşucu Tersane Alanı,
9. SEKA’ya ait 4 taşınmaz,
10. TZD Sakarya İşletmesi,
11. THY USAŞ,
12. TDİ Trabzon Limanı,
13. TDİ Dikili Limanı, 14. TDİ Kuşadası Limanı,
15. Sümer Holding’e Ait Merinos Halı Fabrikası,
16. SÜMER HOLDİNG’E Ait ERYAĞ,
17. SÜMER HOLDİNG’E Ait Adıyaman İşletmesi,
18. SÜMER HOLDİNG’e ait 117 adet taşınmaz,
19. KBİ’ye ait 103 arsa, 89 lojman,
20. EBÜAŞ-MEYBUZ,
21. EBÜAŞ’a ait 54 taşınmaz,
22. TEKEL Kaya Tuz,
23. TEKEL’e ait 30 taşınmaz,
24. ESGAZ,
25. BURSAGAZ,
26. ETİ BAKIR,
27. ETİ GÜMÜŞ,
28. ETİ KROM,
29. ETİ ELEKTROMETALURJİ A.Ş,
30. Çayeli Bakır İşletmeleri A.Ş,
31. KBİ Samsun İşletmesi,
32. KBİ 65 adet taşınmaz,
33. DİV-HAN A.Ş,
34. Amasya Şeker Fabrikası,
35. Kütahya Şeker Fabrikası,
36. SÜMER HOLDİNG’e ait TÜMOSAN,
37. SÜMER HOLDİNG Malatya İşletmesi,
38. SÜMER HOLDİNG Bakırköy İşletmesi,
39. SÜMER HOLDİNG Diyarbakır İşletmesi,
40. SÜMER HOLDİNG Çanakkale Deri İşletmesi,
41. SÜMER HOLDİNG’E Ait 108 Adet Taşınmaz,
42. SÜMER HOLDİNG Ortadoğu Teknopark A.Ş,
43. SEKA Karacasu İşletmesi,
44. SEKA Ankara Alım Satım Binası Müdürlüğü,
45. SEKA Ardanuç İşletmesi Varlıkları,
46. TÜGSAŞ,
47. TÜGSAŞ Gemlik Gübre San. TAŞ,
48. TÜGSAŞ-İGSAŞ HİSSELERİ % 100,
49. TÜGSAŞ Urfa Depoları arazisi,
50. TÜGSAŞ’a ait 23 taşınmaz,
51. İGSAŞ Kütahya Gübre Varlıkları ,
52. TEKEL Alkolü İçkiler San. A.Ş,
53. TEKEL’e ait 60 adet taşınmaz,
54. TEKEL İnegöl Kibrit Fabrikası T.A.Ş,
55. TEKEL Gemlik Sun.İp.Mües. T.A.Ş,
56. TEKEL Tuzluca Tuzlası,
57. TEKEL Sekili Tuzlası,
58. EBÜAŞ Samsun Soğuk Hava Deposu,
59. EBÜAŞ Manisa Kombinası,
60. EBÜAŞ Manisa Arsası,
61. EBÜAŞ’a ait 101 adet Taşınmaz,
62. TDİ ANKARA FERİBOTU,
63. TDİ Samsun Feribotu,
64. PETKİM 2adet taşınmaz,
65. TEDAŞ 1 arsa, 1 adet trafo binası,
66. TEDAŞ 1 adet taşınmaz,
67. ATAKÖY Turizm A:Ş,
68. ATAKÖY Otelcilik A:Ş,
69. ATAKÖY Marina Ve Yat İşletmesi,
70. SÜMER HOLDİNG Beykoz İşletmesi,
71. SÜMER HOLDİNG İstanbul İmar LTD.ŞTİ,
72. SÜMER HOLDİNG 2 adet Taşınmaz,
73. TDİ Karadeniz Gemisi,
74. TEKEL Kristal Tuz Rafinerisi,
75. TEKEL Kağızman Tuzlası,
76. TEKEL’e ait 49 adet taşınmaz,
77. TÜPRAŞ 2 adet taşınmaz,
78. TDİ 1 Adet Taşınmaz,
79. SEKA 5 Adet taşınmaz,
80. KÖY HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (Tasfiye Edildi),
81. SSK Hastaneleri (Tasfiye Edildi),
82. SSK Eczaneleri (Tasfiye Edildi),
83. SEKA Kocaeli Fabrikası ve arsası

AKP’nin satmak üzere olduğu ve 2005 yılında satmak istedikleri;

1. Sümer Holding Sarıkamış İşletmesi, Sümer Holding Bergama Pamuk İpliği Fabrikası,
2. Sümer Holding Sivas Dokuma Fabrikası,
3. Sümer Holding Manisa Pam. Men. A:Ş,
4. Sümer Holding Makine Ve Teçhizat,
5. Sümer Holding 32 Adet Taşınmaz,
6. TÜGSAŞ Samsun Gübre Sanayi A.Ş,
7. Tekel 5 Adet Taşınmaz,
8. Araç Muayene İstasyonları 1. Bölge,
9. DSİ ERCİYES Sosyal Tesisi,
10. Bayındırlık Ve İskan Bakanlığı ERCİYES Sosyal Tesisi,
11. Karayolları ERCİYES Sosyal Tesisi,
12. TEKEL Sigara Fabrikaları,
13. TEKEL Sigara Fabrikalarına Ait Taşınmazlar,
14. TEKEL Puro Fabrikaları,
15. TEKEL Alkol İşletmelerine Ait Taşınmazlar,
16. Tercan Ayakkabı İşletmesi,
17. TCDD Mersin Limanı,
18. Adapazarı Şeker Fabrikası,
19. Ereğli Demir Çelik Fabrikası,
20. İskenderun Demir Çelik Fabrikası,
21. Ereğli Limanı,
22. İskenderun Limanı,
23. Yarımca Limanı,
24. Yarımca Porselen Fabrikası,
25. Romanya’daki Silisli Sac Fabrikası,
26. Divriği Demir Madeni,
27. Hekimhan Demir Madeni,
28. Kırıkkale Çelik Çekme Boru Fabrikası,
29. BORÇELİK,
30. TÜPRAŞ, (satıldı)
31. PETKİM, (satıldı)
32. TÜRK TELEKOM, (satıldı) 33. KIBRIS TÜRK HAVA YOLLARI,
34. TÜGSAŞ Toros Gübre Fabrikası,
35. TÜGSAŞ Tekirdağ, Tarsus, Fatsa Depoları,
36. Seydişehir Eti Alüminyum A.Ş,.
37. OYMAPINAR BARAJI,
38. ETİ Alüminyum’a Ait Madenler,
39. Emekli Sandığı Ankara Emek İşhanı,
40. Emekli Sandığı İstanbul Hilton Oteli
41. Telsim (satıldı)
Liste uzayıp gidiyor…

Ama satılmakla bitmiyor Türkiye! “Babalar gibi satanlar” olduğu sürece bu Millet daha pek çok hain görecektir…

AKP Dönemindeki Bankalarımızın akıbeti ise şöyle;

Türk Ekonomi Bankası, Fransız BNP Paribas ile ortak oldu,
Dışbank, Fortis’e satıldı,
Denizbank, Dexia’ya satıldı,
Finansbank, Yunan Milli Bankası NBG’ye satıldı,
Garanti Bankası’nın yüzde 25,5 payı GE’ye satıldı,
Yap Kredi Bankası, Koç-UniCredito’ya satıldı,
C Bank, İsrail bankası Hapoalim’e satıldı,
Şekerbank, Kazakistan bankası Turan’a satıldı,
Tekfenbank, Yunan bankası EFG’ye satıldı MNG Bank, Lübnanlı Hariri ailesine satıldı,
Adabank, Kuveyt bankası The İnternational Investor’a satıldı,
Ordu ve Yardımlaşma Kurumu’nun Bankası Hollandalı INC’ye satıldı.
Akbank’ın %20 payı, Alternatif Bank ve Halk bankası ise sırada bekliyor…

Sadece satmak mı?

Atatürk’ün Konya’da açtığı “uçak fabrikası”nın “gazoz fabrikasına” çevrilmesi gibi pek çok işletme de önce başka sektörlere kaydırılıyor, sonra da kapatılıyor…

1985’ten bu yana satılan kurumlardan SEK Kastamonu işletmesinde alıcı, orman ürünleri üretiyor. Sümerbank, Etibank, ÇİNKUR, Köytaş Tarım makineleri Fabrikası, Bursa Soğuk Depoculuk, Ankara meşrubat Fabrikası, Niğde Meyve Suları Fabrikası, SSK tasfiye edildiler.

Güneysu, KÜMAŞ, Gümüşhane Çimento, Yarımca Porselen, Et ve Balık Kurumunun Afyon, Kars , Bayburt, Bursa, Kastamonu ve Gaziantep Kombinaları, ORÜS’ün Ayancık, Bartın, Düzce, Pazarköy, Ulupınar, Bafra, Antalya, Demirköy ve Şafşat İşletmeleri, Süt Endüstrisi Kurumunun Afyon İşletmesi, Bayburt İşletmesi, Erzincan İşletmesi, Erzurum İşletmesi, Çanakkale İşletmesi, Hafsa İşletmesi, Sinop İşletmesi, Burdur İşletmesi, Muş İşletmesi, Adilcevaz İşletmesi,Elazığ İşletmesi, Bolu İşletmesi, Kastamonu ve Giresun İşletmeleri,SEKA’nın Dalaman, Aon ve Akkş Fabrikaları, SÜMEROLDİNGİN Adana, Erzincan, şanlıurfa, Denizli, Bakırköy, Çanakkale, Beykoz Malatya İşletmeleri , TESTAŞ Aydın Tesisi, TZD Manisa Kükürt İşletmesi, TZD Sakarya Traktör Fabrikasının faaliyetlerine son verildi.

Önümüzdeki yıllarda GERKONSAN, ETİ KROM, ETİ ELEKTROMETALURJİ, SEKA Aksu İşletmesi, SEKA Kastamonu İşletmesi, SEKA Karacasu İşletmesi ve TAKSAN’ın faaliyetlerine son verecekler.

Son duyumlarımıza göre “otoyollarımız, köprülerimiz, viyadüklerimiz” de özelleştirilecekmiş…
Yüce Türk Ulusu!

Bu fabrikalar yalnızca senin benim para kazandığımız, alın teri döktüğümüz ticari işletmeler değildir.

Bu fabrikalar geleceğimizin teminatıdır!

Bu fabrikalar çocuklarımızın rahatça yaşayabilmeleri için, bizden sonraki nesillere bir “Vatan” bırakabilmemizin teminatıdır!

Bu fabrikalar senin, benim bileğimin gücüyle, alnımın teriyle kuruldu… Ama başa gelen kendini bilmezler, aymazlar, para babaları senin emeğini, ekmeğini müslümanım diye diye gavura sattı!

Özelleştirdiler sen, ben bu ülkenin insanları aç kaldı, işinden oldu:

Özelleştirmelerle, Çimento Fabrikalarından 3028, Et ve balık kurumlarından 691, ORÜS’lerin 2341 çalışanının 2080’i , Sümer Holding’in 4807 çalışanın 2153, PETLAS’ın 1102 çalışanının 631’i, POAŞ’ın 3822 çalışanının 2783’ü, TÜSTAŞ’ın 73 çalışanının 33’ü, KÖYTAŞ’IN 44 çalışanının 41’i, SEK Süt’ün 1359 çalışanının 845’i, Ordu Yağ Sanayinin 181 çalışanının 73’ü, Kardemir’in 5417 çalışanının 1498’i, ÇELBOR’un 201 çalışanının 101’i son 7 yılda işlerini kaybetmişlerdir.
Var mı bundan daha kısa anlatımı…?

Evet var!

İşte Size 5 yıllık AKP Dönemi Tablosu:

Gördüğünü gibi:
2002 yılındaki 219,3 milyar dolarlık “Toplam Ülke Borcu”, 2007 yılı Mart ayı sonunda %86 (188,7 milyar dolar) tırmanarak 408 milyar dolara çıkmıştır.
• 2002 yılında 3,164 dolar olan “Kişi Başına Toplam (Kamu + Özel) İç ve Dış Borç Yükü” AKP iktidarında %76,7 (2,427 dolar) artarak, Mart 2007 sonu itibariyle 5,591 dolara tırmandı!
• 2002 yılında “İhracatın İthalatı Karşılama Oranı” %69,9 iken, 2007 Mart sonu itibariyle %66,5’e gerilemiştir.
• Vergi Gelirlerinin GSMH içindeki payı 2002 yılında yüzde 21,7 iken, 2006 yılında %26’ya yükseltildi. Böylece Son 12 yılda %67 artan Türkiye’de dolaylı vergilerin payı da %72,3’e tırmandı. Diğer ülkelerde bu oran; ABD %17,6, Japonya%20,1, İsviçre %22,6, Belçika %24,6, Fransa %25,4, Kanada%26,3, İsveç %26,4, Almanya %29,2, Hollanda %30,8’dur.
• 2005 itibariyle ülkemizin en zengin 3,7 milyon insanı, en fakir 3,7 milyon insanından en az 23,6 kat daha zengin.
• Bugün 20 milyon yurttaşımız Yoksulluk Sınırının altında yaşamaya çalışıyor, 1 milyon insanımız da Açlık Sınırında yok olmamama mücadelesi veriyor.
• Ülkemiz tarım sektöründe 2002 yılında %6,9 oranında büyüdü, ama AKP’nin 5 yıllık ortalama büyüme oranı %1,4.

Yeter mi?

Yetmez!
2001-2002 yılları arasında okullaşma oranı %99,4 iken 2005-2006 yılında bu oran %95,4’e geriledi.
• Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili 14 kanun, 87 yönetmelik, ve yönetmelik değişikliği ve yönerge değişikliği yapılarak 605 imamın kurumlar arası nakil yoluyla Milli Eğitim Bakanlığı’na geçişi sağlandı…
• 2001’de şüpheli çocuk sayısı 43,808 idi. 2004’de bu sayı 51,900’e çıktı.

Siz bana RTE’nin ve ABD Gül’ün icraatlarını kıskandığımı söylüyorsunuz… Çekemiyormuşum!

Utanın bari de biraz sesiniz kısılsın…

Türk Halkı’nın parasını çaldınız!
Türk Halkı’nın dinini çaldınız!
Türk Halkı’nın emeğini çaldınız!
Türk Halkı’nın umutlarını çaldınız!
Türk Halkı’nın geleceğini çaldınız!
Türk Halkı’nın yarınını çaldınız!

Utanın bari de biraz sesiniz kısılsın…

Ben bu zat-ı muhteremleri bi özetliyim,

Avrupa Birliği’ne giremeyeceğimizi bas bas bağıranlar vardı Meclis kürsüsünde… Aynı zat-ı muhterem şimdi AB’nin kapısında yatar oldu…

Bazı zat-ı muhteremlerin eşleri Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Dava etti!

Bazı zat-ı muhteremler de, kişisel giderlerini devlet’e ödetmekle hakkında fezleke düzenlendi, sonra “bu ülkeye baş olmak istiyorum” dedi…

Gelip bu ülkenin çiftçisine, işçisine, öğretmenine, doktoruna, mühendisine, emekçisine çattınız, artistlik yaptınız, ama nedense kanı bozuk bir it, Türkiye’ye kafa tutarken sizler kuyruğunu kıstırmış kediler gibi kaçarak, şekeri elinden alınmış bir çocuk gibi zırlayarak Amerikalı ablalarınıza, ağabeylerinize şikayet ettiniz!!!

Türk evladı bu ülke için şehit olmuş yatarken, bazı zat-ı muhteremler “yan gelip yatma” dedi… Ama aynı zat-ı muhterem askerliği için üye olduğu partisinin büyüklerine yalvararak torpil istedi: kantinci oldu! Çocuğuna da çürük raporu aldı ve askere göndermedi!

“Şehitlik en kutsal mertebedir!” Bunu bari ağzınıza dolamayın dedik; bazı zat-ı muhteremler Şehitlerimize “kelle”, Terörist başına “sayın” dedi!

Her gün cami avlusunda “din elden gidiyor!”, “Müslüman isen bize oy ver! Kafir düzeni yıkacağız! Bize oy verirsen cennete gidersin” dediniz; şimdi aynı cami avlusuna bazı zat-ı muhteremler arka kapıdan giriyor!

Vatana şehit vermiş analar, babalar, oğullarının cenaze de bazı zat-ı muhteremlerin ellerini sıkmadı ama aynı eller, Amerika’da Yahudilerden ödül alırken birer vantuz gibiydi…

Atatürk’ün mücadele ettiği kişileri yenerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni açtı; bazı zat-ı muhteremler o meclisi “Atatürk’e saldıran hainlerin” torunlarıyla doldurdu, onları danışman yaptı…

Şimdi ise siz bana kalkmış RTE ve ABD Gül beyin “Türk’ün Atası Atatürk” ile eş değer olduğunu söylüyorsunuz…

Buna ben bir tarafımla güler, sonra da acı acı ağlarım…

Yahu siz hangi liderden bahsediyorsunuz?

Sloganınız “Ne Tandoğan, Ne Çağlayan, İnadına Erdoğan!”

Yazık ettiniz beyler…

Bu vatana yazık ettiniz…

0 Comments

Add a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Restore Defaults
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol